YUVALANAN İMGELER

SANATÇI PROFİLİ

Aneta Grzeszykowska’nın ‘Mama’ serisindeki fotoğraflar, psikanalitik derinliklere bir yolculuk ve anne-kız ilişkisinin karmaşık dokusuna özgün bir bakış açısı sunuluyor.

Sanatçının, insan bedeninin silikon modellerle yeniden yaratılmasını ele alışı, belleğin ve kişisel tarihin sınırlarını sorgulayan bir görsel anlatıma dönüşüyor.

Aneta Grzeszykowska fotoğraflarını, ihtimamla tatbik ettiği karmaşık sanatsal egzersizler için birer düşünce düzlemi olarak kuruyor. Yakıcı, tuhaf, sıradışı ve bir o kadar sıradan anları kadrajın izin verdiği ölçüde “dondurmak” onun için tam olarak neye tekabül eder? Kendi bedeninden, dolayısıyla varoluştan kopma fikriyle ilgilenen bir fotoğrafçı işe nereden başlar ve kendi bedeni üzerine düşen gölgelerin sınırlarını nereye kadar genişletebilir? Bu ve benzeri varoluşçu sorular etrafında dolaşırken, eserinin etkisi karşısında kimse kendisini heybetli bir sarayın başkâtibi olarak hayal etmekte bir an bile tereddüt etmiyor.

FOTOĞRAF ANETA GRZESZYKOWSKA

YAZI ESİN ÇALIŞKAN

Polonya doğumlu ve uzun süredir Varşova’da yaşayan sanatçının, 2005 yılından beri fotoğrafın kişisel kimlik yaratma ve belgeleme rolünü tartıştığı ve aile hikâyelerinin hayaletlerini gün yüzüne çıkardığı projeleri dikkat çekici. Grzeszykowska’nin işlerinin önemli bir çoğunluğu yeniden kurgulanmış video g.rüntülerine ve çoğu birer hiper-gerçekçi oyuncak bebekleri andıran heykelsi figürlere odaklanıyor. Amerikalı şair Louise Glück’in, ruhunun derinliklerine uzandığı otobiyografik anlatısı Nostos’ta söylediği şeyi forma d.küyor diyebiliriz sanatçı için: “Dünyaya sadece bir kez bakarız, çocukluğumuzda. Gerisi hep hatıra.”

YUVALANAN İMGELER

SANATÇI PROFİLİ

Aneta Grzeszykowska’nın ‘Mama’ serisindeki fotoğraflar, psikanalitik derinliklere bir yolculuk ve anne-kız ilişkisinin karmaşık dokusuna özgün bir bakış açısı sunuluyor.

Sanatçının, insan bedeninin silikon modellerle yeniden yaratılmasını ele alışı, belleğin ve kişisel tarihin sınırlarını sorgulayan bir görsel anlatıma dönüşüyor.

Aneta Grzeszykowska fotoğraflarını, ihtimamla tatbik ettiği karmaşık sanatsal egzersizler için birer düşünce düzlemi olarak kuruyor. Yakıcı, tuhaf, sıradışı ve bir o kadar sıradan anları kadrajın izin verdiği ölçüde “dondurmak” onun için tam olarak neye tekabül eder? Kendi bedeninden, dolayısıyla varoluştan kopma fikriyle ilgilenen bir fotoğrafçı işe nereden başlar ve kendi bedeni üzerine düşen gölgelerin sınırlarını nereye kadar genişletebilir? Bu ve benzeri varoluşçu sorular etrafında dolaşırken, eserinin etkisi karşısında kimse kendisini heybetli bir sarayın başkâtibi olarak hayal etmekte bir an bile tereddüt etmiyor.

FOTOĞRAF ANETA GRZESZYKOWSKA

YAZI ESİN ÇALIŞKAN

Polonya doğumlu ve uzun süredir Varşova’da yaşayan sanatçının, 2005 yılından beri fotoğrafın kişisel kimlik yaratma ve belgeleme rolünü tartıştığı ve aile hikâyelerinin hayaletlerini gün yüzüne çıkardığı projeleri dikkat çekici. Grzeszykowska’nin işlerinin önemli bir çoğunluğu yeniden kurgulanmış video g.rüntülerine ve çoğu birer hiper-gerçekçi oyuncak bebekleri andıran heykelsi figürlere odaklanıyor. Amerikalı şair Louise Glück’in, ruhunun derinliklerine uzandığı otobiyografik anlatısı Nostos’ta söylediği şeyi forma d.küyor diyebiliriz sanatçı için: “Dünyaya sadece bir kez bakarız, çocukluğumuzda. Gerisi hep hatıra.”

YUVALANAN İMGELER

SANATÇI PROFİLİ

Aneta Grzeszykowska’nın ‘Mama’ serisindeki fotoğraflar, psikanalitik derinliklere bir yolculuk ve anne-kız ilişkisinin karmaşık dokusuna özgün bir bakış açısı sunuluyor.

Sanatçının, insan bedeninin silikon modellerle yeniden yaratılmasını ele alışı, belleğin ve kişisel tarihin sınırlarını sorgulayan bir görsel anlatıma dönüşüyor.

Aneta Grzeszykowska fotoğraflarını, ihtimamla tatbik ettiği karmaşık sanatsal egzersizler için birer düşünce düzlemi olarak kuruyor. Yakıcı, tuhaf, sıradışı ve bir o kadar sıradan anları kadrajın izin verdiği ölçüde “dondurmak” onun için tam olarak neye tekabül eder? Kendi bedeninden, dolayısıyla varoluştan kopma fikriyle ilgilenen bir fotoğrafçı işe nereden başlar ve kendi bedeni üzerine düşen gölgelerin sınırlarını nereye kadar genişletebilir? Bu ve benzeri varoluşçu sorular etrafında dolaşırken, eserinin etkisi karşısında kimse kendisini heybetli bir sarayın başkâtibi olarak hayal etmekte bir an bile tereddüt etmiyor.

FOTOĞRAF ANETA GRZESZYKOWSKA

YAZI ESİN ÇALIŞKAN

Polonya doğumlu ve uzun süredir Varşova’da yaşayan sanatçının, 2005 yılından beri fotoğrafın kişisel kimlik yaratma ve belgeleme rolünü tartıştığı ve aile hikâyelerinin hayaletlerini gün yüzüne çıkardığı projeleri dikkat çekici. Grzeszykowska’nin işlerinin önemli bir çoğunluğu yeniden kurgulanmış video g.rüntülerine ve çoğu birer hiper-gerçekçi oyuncak bebekleri andıran heykelsi figürlere odaklanıyor. Amerikalı şair Louise Glück’in, ruhunun derinliklerine uzandığı otobiyografik anlatısı Nostos’ta söylediği şeyi forma d.küyor diyebiliriz sanatçı için: “Dünyaya sadece bir kez bakarız, çocukluğumuzda. Gerisi hep hatıra.”

POSITOPIA

17

ŞİMDİ SATIŞTA

is a large format international biannual magazine from Istanbul. Focusing on arts, culture and society, each issue tackles various universal subjects within a distinct theme.

Adres

Mim Kemal Öke Cad. No.6 D.6 Nişantaşı, Şişli, İstanbul, Turkey

+90 212 232 4288

contact@212magazine.com

POSITOPIA

17

ŞİMDİ SATIŞTA

is a large format international biannual magazine from Istanbul. Focusing on arts, culture and society, each issue tackles various universal subjects within a distinct theme.

Adres

Mim Kemal Öke Cad. No.6 D.6 Nişantaşı, Şişli, İstanbul, Turkey

+90 212 232 4288

contact@212magazine.com

POSITOPIA

17

ŞİMDİ SATIŞTA

is a large format international biannual magazine from Istanbul. Focusing on arts, culture and society, each issue tackles various universal subjects within a distinct theme.

Adres

Mim Kemal Öke Cad. No.6 D.6 Nişantaşı, Şişli, İstanbul, Turkey

+90 212 232 4288

contact@212magazine.com